27 Aralık 2014 Cumartesi

Medyanın da Hukuku mu Olur Canım? “2”

Gazete, Televizyon, Radyo gibi kitle iletişim araçlarından herhangi birinde çalışmasanız dahi medyayı kullanan herkesi ilgilendiren bir konudur, medya hukuku. İçinde bulunmasak dahi seyircisi olduğumuzdan evde, iş yerinde, internette her yerde karşılaşacağımız konu olduğundan bazı sorumluluklarında bilincinde olunduğu takdirde daha doğru hem kullanılmasına hem de faydalanılmasına olanak sağlanmış olacaktır. Bu anlamda daha önceki yayınlarımızdan Medyanın da Hukuku mu Olur Canım? başlıklı yazımızda belirttiğimiz gibi bilgilerimizi genişletmeye verdiğimiz maddelerle devam edelim bakalım...


Medyada Cezai Sorumluluk;
 Ceza yaptırımıyla korunan kuralların ihlal edilmesine “Suç” adı verilir.
 Suçun unsurları arasında Kast, Taksir, Kanunilik ve İhmal gibi durumlar yer alır.
 Gazete haberinde on sekiz yaşından küçük suç mağdurun kimliğini açıklamak, Suçlardan, dar anlamda basın suçuna örnek oluşturur.
 Süreli bir yayın çıkarmak için beyanname verilmemesi suç tiplerinden “Yayım öncesine ilişkin suç” ile ifade edilir.
 6112 sayılı Kanun’a göre yayın ilkeleri arasında yer alanlar; Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı madde kullanımı ile kumar oynamayı özendirici nitelikte olamaz. Suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç tekniklerini öğretici nitelikte olamaz. Haksız çıkarlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan unsurlar içeremez. Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz.
 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun 2011 yılında yürürlüğe girmiştir.
 5651 Sayılı Kanun’a göre bilgilendirme yükümlülüğü olanlar; İçerik, Yer ve Erişim Sağlayıcıdır.
 Kovuşturma evresinde erişimin engellenmesi kararı “Mahkeme” tarafından verilebilir.
 İnternet ortamındaki içeriğin 5651 Sayılı Kanun’da yer alan bazı suçları oluşturduğu konusunda yeterli şüphe olması halinde bu yayınlar hakkında erişimin engellenmesi kararı verilebilecektir.
Soruşturma evresinde erişimin engellenmesi kararı hakim tarafından verilir.
 İnternet ortamında yer alan içerik nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişi içeriğin yayından çıkarılması için “İçerik sağlayıcısına buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına” başvurmalıdır.

Medyada Hukuki Sorumluluk;
 Ölçülülük, Kamu yararı, Gerçeklik ve Güncellik, yayınların hukuka uygunluk ölçütlerindendir.
 Yaşam hakkı, kişilik hakları kavramı içerisinde yer almaktadır.
 Kişilik hakkı saldırıya uğrayan kişi, Saldırının önlenmesi davası, Tespit davası, Sebepsiz zenginleşme davası ve Saldırının durdurulması davası davalarından herhangi birini açabilir.
 Şahıs varlığı, kişilik hakkının özelliklerindendir.
 Maddi tazminat davası açabilmek için “İzin şartı” aranmaz; Kusur, Zarar, İlliyet Bağı, Hukuka aykırı saldırı olması yeterlidir.
 Süreli yayınlarda hukuki sorumluluk “Eser sahibi ve yayın sahibine” aittir.
 Özel radyo ve televizyonların yayınlarında hukuki sorumluluk “Yayını yapan, programı yönetenle birlikte sorumlu müdüre” aittir.
 TRT yayınlarında hukuki sorumluluk “Metni yazan, sesi tespit edilen ve bunları kontrol edenlere” aittir.
 TRT yayınlarından dolayı tazminat davaları “Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’na” karşı açılır.
 Usulüne uygun olarak verilen erişimin engellenmesi kararını “Yer sağlayıcı” uygular.

Medyada Düzeltme ve Cevap Hakkı;
 Düzeltme ve Cevap Hakkı 1982 Anayasası’nın “Kişinin hak ve ödevleri” bölümünde düzenlenmiştir.
 Gerçeğe aykırı bir yayın olması nedeniyle yayınların “Kitap” için düzeltme ve cevap hakkı kullanılamaz. Ancak Haber ajansı yayını, Gazete, Dergi ve Bülten yayınları için düzeltme ve cevap hakkı kullanılabilir
 Süreli yayınlarda düzeltme ve cevap hakkı yayın tarihinden itibaren “İki ay” süre içinde kullanılmalıdır.
 Süreli yayınlarda düzeltme ve cevap metni “Sorumlu müdürüne” gönderilmelidir.
 6112 sayılı kanuna göre düzeltme ve cevap hakkının kullanılması için başvuru süresi “60 gün” kadardır.
 TRT yayınları bakımından düzeltme ve cevap metninin yayımlanmasına “TRT genel müdürü” karar verir.
 İnternet yayınları bakımından düzeltme ve cevap metni yayımlanması için “İçerik veya yer sağlayıcıya” başvurulur.
 Süreli bir yayında düzeltme ve cevap metnini yayımlanmasına ilişkin mahkeme kararına uyulmaması halinde cezai yaptırım kanunların “Basın Kanunu’nda” düzenlenmiştir.
 Düzeltme ve cevap hakkı; 1982 Anayasası, Basın Kanunu, TRT Kanunu, Radyo ve Televizyonları Kuruluşu ve Yayınları Hakkında Kanun yasal metinlerinde yer alır.
 Süreli yayınlarda düzeltme ve cevap yazısının taşıması gereken unsurlar bakımından Düzeltme ve cevap yazısı suç unsuru taşımamalıdır ifadesi söylenebilir.

Medyada Öz denetim Sistemleri;
 Öz denetim ile sağlanabilecek yararlar arasında; Mesleki saygınlığın sağlanması, Okuyucuya doğru haberin ulaşması, Okuyucun güveninin sürdürülmesi ve Gazetecilik meslek kurallarının belirlenmesi yer alır.
 Basında öz denetimi sağlayan kuruluşlar arasında; Basın Konseyi, Gönüllü kuruluşlar, Medya kuruluşları ve Gazeteci dernekleri yer alır.
 Türk Basın tarihinde ilk öz denetim uygulaması “Basın Şeref Divanıdır”.
 Öz denetim uygulamalarından bazıları; Okur temsilcisi, İzleyici temsilcisi, Basın Konseyi ve Basın ombudsmanıdır.
 İlk Basın Konseyi “İsveç” ülkesinde kurulmuştur.
 Türkiye’de Basın Konseyi 1988 yılında kurulmuştur.
 Dünyada ilk olarak ombudsman uygulamasını başlatan gazete “Louisville Courrier-Journal”dir.
 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yönetim organları Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu, Onur Kurulu ve Balotaj Kuruludur.
 Gazetecilerin uymak zorunda oldukları etik kodlardan bazıları; Özel hayata ve mahremiyete saygı, Haber-yorum ayrımı, Mesleki gizliliği korumak, Cevap ve düzeltme hakkına saygıdır. Gazeteciliği ayrıcalık sağlamak için kullanma söz konusu olamaz.
 Etik ve mesleki kuralların uygulanmasında zorluk oluşturan nedenlerden bazıları; Piyasa koşullarındaki rekabet, Medyada tekelleşme, Gazetecilerin sosyal güvence sorunları ve Patron etkisidir.

FutureLifeBox



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder