Daha önceki yayınlarımızdan hatırlayacağınız Dilleri Türkçe'ydi Geldikleri Kültürü de Unutmadılar başlıklı yazımızda bahsettiğimiz bir çok alanda doğru kullanılması gereken başlıca unsurlar arasında yer alan kökümüz, kültürümüz, bizi, biz yapan, sahip çıkmamız gereken çok önemli bir unsurdan dilimiz Türk Dili hakkında bazı maddeler vererek paylaşımda bulunmuştuk. Bu yayınımızda yine onun devamı olarak maddelerden oluşmakta. Hadi, hep birlikte dilimiz hakkında bazı hatırlamalara bakalım;
Yapı, Biçim Bilgisi ve Söz
Dizimi;
• Arapça kökenli ‘kâtip, mektup,
kitap’ sözcükleri aynı kökten vezin adı verilen çeşitli kalıplarla (ktb=yazmak)
türemiştir.
Bu tür bir türetim, biçim bilgisinde İç değişim terimiyle ifade edilebilir.
• Uygar, kasıtlı yaratma yoluyla
yapılmış bir sözcüktür.
• Yem, türemiş bir kelimedir.
Türkçenin
Söz Varlığı;
• Bir dilde duygu, düşünce ve
kavramları dile getirebilmek için sözcük sayısının çok olmasından daha önemli
ögeler Sözcük türetme ve soyutlama gücüdür.
• Osmanlı Türkçesinde deyim
kavramını karşılamak üzere kullanılan terimlerden bazıları Darbımesel, Tabir, Istılah
ve Temsildir.
• Atasözü kavramının Türk dünyasındaki
adlarından bazıları Atalar sözü, Eskiler sözü, Makal ve Nakıldır.
• İkilemelerin kuruluşunda en
fazla görev alan kelime türü Cins İsimler türüdür.
• Türkiye Türkçesinin söz varlığında
yer alan alıntı sözlerin kaynaklarından bazıları Ortak din, İç içe yaşama, Uzun
süreli komşuluk ve Ortak edebiyattır.
• Ağızların oluşumunda Boy
farklılıkları, Komşu dil ve kültürler, Dilin kendi bünyesinden kaynaklanan ses
değişmeleri ve Zaman ve coğrafya etkili olmuşlardır.
• Toplumda belli bir sosyal
sınıfa mensup olanların, daha çok toplum dışı olarak algılanan ve damgalanmış grupların,
toplumun diğer kesimlerinden ayrılmak veya gizlenmek içgüdüsüyle oluşturdukları
konuşma sistemine “Argo” adı verilir.
• İlişki sözlerinin Türkçede çok olmasının
sebeplerinden biri İnsanların yaşama ve hayatı algılama biçimleridir.
• Türkçe yapı bakımından “Eklemeli”
dil grubundandır.
• Bazı durumlarda sözcük kökünün
anlamıyla, türemiş olanın anlam ilişkisinin hissedilemeyecek derecede
zayıflamasının
sebebi Sözcüklerin dildeki kullanım sürelerinin uzunluğudur.
Türk
Dilinin Diğer Dillerle Etkileşimi;
• Türk dilinin zenginlik alanlarından
biri olarak Söz varlığının anlatım gücü olduğunu söylemek mümkündür.
• Türk yazı dilinin başlangıcını
oluşturan Orhon Yazıtlarında kullanılan dil için Kurallı bir dil bilgisi
bulunmaktadır, Sözcüklerin mecaz anlamları da gelişmiştir, Akıcı ve sürükleyici
bir üslupla yazılmıştır ve Etkileyici bir anlatımı vardır cümleleri
söylenebilir.
• Söz varlığının Sözcük, Deyim, Terim
ve Atasözlerini kapsadığı söylenebilir.
• Atasözlerimizden kimileri,
örneğin “Dervişe “Bağdat’ta pilav var” demişler, “yalan değilse ırak değil”
demiş” gibi olayları bir öykü anlatır gibi ilgi çekici söz kalıbına dökerek
akılda kalıcı hâle gelmiştir.
• Türkçede akrabalık adlarının
zenginliğinin nedeni Türklerde aile bağlarının ve ilişkilerinin güçlü olmasındandır.
• Orhon Yazıtlarının söz
varlığında az sayıda yabancı dilden geçme alıntı sözler vardır. Diller arasında
Çinceden alınma sözcüklere Orhon Yazıtlarında rastlanır.
• Arapça, Farsça alıntı sözcükler
Türk dilinin Osmanlı Türkçesi döneminde yoğunluğunu artırmıştır.
• Asıl cümlenin yan cümleden önce
gelmesi, Türkçenin söz diziminin yabancılaşmasına yol açmıştır.
• Türkçenin denizcilik, ticaret
gibi belirli alanlarda sözcük aldığı ilk Batı dili İtalyancadır.
• Dilimizin söz varlığına giren
yabancı kökenli sözcükler, Türkiye Türkçesinin yayılma alanlarının son elli
yılda genişlemesinin nedenlerindendir
Türk
Dilinin Karşı Karşıya Bulunduğu
Sorunlar;
• Söyleyiş bozukluğu, Türkçenin
değil konuşurlarının sorunlarından biridir.
• Bir ülkenin dilinin bilim dili
olarak gelişebilmesi için Bilimi oluşturan verilerin ve bilgilerin sözlü olarak
işlenebilme yeteneği, Düşünürlerin,
bilim adamlarının, sanatçıların, hukukçuların o dilde eser vermesi, Söz
varlığına çeşitli alanlarla ilgili yeni kavramlar
kazandırılması
ve Bilimi oluşturan verilerin ve bilgilerin yazılı olarak işlenebilme yeteneği
cümleleri söylenebilir.
• 1933 yılındaki üniversite
reformundaki uygulamalar Türkiye’de çalışmaya devam edecek yabancı öğretim
üyelerinin üç yıl içerisinde Türkçeyi öğrenmesi, Öğretim üyelerinin öğrencilere
Türkçe ders malzemesi sağlaması, Araştırmaların sonuçlarının sunulacağı makale ve
kitapların Türkçe yazılması, Öğretim üyelerinin Türkçe kitaplar, makaleler yazması
şeklinde gerçekleşmiştir.
• Küresel etkileşim sonucunda
dillerin etkilenmesi buzulun suyun üzerinde kalan kısmı, Beslenme
alışkanlıklarımızın değişmesi ise etkileşimin
buzulun altında kalan alanını ifade eder.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder