Hukuk ve devletin sürekli olarak birbirlerini doğurduğu ve herhangi bir kuralın devlet tarafından çıkarılmasıyla hukuk kuralı haline geldiği beraberinde yaptırımı da taşıdığı bir konudur hukuk.
Bu kuralların oluşturduğu mecburiyet veya zorunluluk olmasaydı insanlar aykırı hal ve hareketlerinden de yoksun olsalar da ahlaken, dinen veya hukuken yasaklamanın bir anlamı olmazdı.
Şimdi Ne Yapacağım? sorusuna Filozofların insan aklının iki yönünü birbirinden ayırdığı gibi insanoğlu Teorik akıl ile nesneler ve olgular üzerine düşünerek Neye inanılması gerektiğine karar verirken Pratik akıllları ile ne yapılması gerektiğine karar verir, amaçlar ve hedeflere nasıl ulaşılacağını belirleyerek eylemleri yönlendirir.
İşte bu Teorik ve Pratik yönüyle eylemlerini doğru bir şekilde ahlaki ve hukuksal değerler olarak değerlendirip normlar çerçevesinde yönlendirebilselerdi kötülükten eser kalmaz ve yaptırımlara da gerek duyulmazdı.
Zaten bu durumda yaptırımla desteklenmeyen bir kural olsaydı ancak yapma zorunluluğu olmayan bir istek, arzu veya temenninin önüne geçemezdi. Dolayısıyla yaptırımsız kural olmayacağını söylemek doğru olacaktır.
Şayet Hukuk olmasaydı güçsüzler başkalarının kölesi haline gelebilirlerdi.
Kendi içinde pek çok organ, kurum ve kuruluşu barındıran Devlet toplumdaki en güçlü devasa bir örgüttür ve ahlak, din kuralları gibi içinde yaşadığımız evreni anlamlandırmaya çalışır. Hukuk, yasaklarken ya da emrederken bazı değer yargılarına dayanır ve yerine getirilmeyen yükümlülüklerinde, devlet eliyle zorla gerçekleştirilmesini kullanır.
İçinde yaşadığımız toplumun içinde hepimizin bazı haklara sahip olduğu ve bu haklar doğrultusunda hukukun hangi aşamasından faydalanabileceğimizi bilirsek kendimizi güvende ve devlet içinde şartlarımızı doğru değerlendirmemiz açısından maddeler halinde önemli bazı bilgilere önce bir sahip olalım istedik.
Kurallar, Devlet ve Hukuk;
• Hukuk düzeni, aile hukuku çerçevesinde bireylerin birlikteliklerine yönelik kurduğu heteroseksüelliğe (karşı cinslerin birlikteliği) ve monogamiye (tek eşli evlilik) dayanan ve seküler nitelikli sistemi korumuş ve devam ettirmiş olmaktadır.
• Devletin zor kullanma gücü, hukuk kurallarının yaptırımları olarak ortaya çıkar. Bu yaptırım, hukuk düzenine aykırı durumlara hukukun verdiği tepkidir.
• Devlet sürekli ve görünür şekilde zor kullanıyor ise ya iktidarını tam olarak sağlayamamış ya da toplumda bir meşruiyet sorunu bulunmaktadır.
• Kurallar, belli durumlarda ne yapılması veya yapılmaması gerektiğini söyler.
• Toplumsal yaşam belli kurallara muhatap olmak anlamına gelir.
• İnsanın doğasına, evrenin yapısına, insanların nasıl yaşaması gerektiğine, gerçeklik ve değerlerle ilgili doğruları araştırmanın en iyi yöntemlerine ilişkin birbiriyle içten bağlantılı bir inançlar kümesi ile bu inançlar tarafından belirlenen tutumlar ve pratiklere Din adı verilir.
• Din kurallarına uyulmasının yaratacağı gazap ve azap bu kuralların yaptırımıdır.
• İyiyi gerçekleştirmek için hangi ilkeleri veya kuralları izlememiz gerektiğini söyleyen yargılara Ahlak adı verilir.
• Ahlaki yargılar öncelikle toplumdan öğrenilir. Her grubun kendine has ama üyelerinden bağımsız oluşturulmuş bir ahlakı vardır.
• Normatif ahlak uyulması gereken davranış kurallarına işaret eder.
• Çok uzun süreden beri uygulanagelen ve genel itibarıyla bu şekilde davranılması gerektiği yönünde bir inancın bulunduğu toplumsal pratiklere Örf ve adet kuralları adı verilir.
• Örf ve adet kuralları, biraz daha geniş haliyle gelenek, biraz daha dar haliyle töre ismini alır.
• Hukuka aykırı kusurlu bir eylemle bir başkasına zarar verilmesine Haksız fiil adı verilir.
• Hukuk kurallarının sahip olduğu yaptırım türleri Ceza, Cebri icra (zorla yerine getirme), Tazminat ve Geçersizliktir.
• Hukuk kurallarına aykırı hareket etmek suretiyle bir başkasına verilen zararın giderilmesi Tazminat adı ile ifade edilir.
• Geçersizliğin Türleri Yokluk, Hükümsüzlük (Butlan) ve İptal Edilebilirlik (Nisbi Butlan)tir.
• İdari işlemler de hukuka aykırılık halinde iptal edilebilir.
• Bir hukuk düzeninden bahsedebilmek için yargı örgütünün sahip olması gereken özellikler arasında Örgütlü olma, Düzenlilik, Kurumlaşmış olma ve Süreklilik olması yer almalıdır.
• Hukukun işlevleri Barış, Güvenlik, Eşitlik ve Özgürlüktür.
• Hukukta aynı durumda bulunan insanların aynı muameleye tâbi tutulmasını ifade eden deyim Kanun önünde eşitliktir.
• Kamu düzenini sağlama, koruma yahut bozulduğunda eski duruma getirme faaliyetlerini yerine getiren ve zor kullanma yetkisine sahip kamu organları Polis, Zabıta, Jandarma, Sahil güvenlik vb. kolluk kuvvetlerdir.
• Ceza mahkemelerinin suç sayılan eylemler için öngördüğü cezalar, hapis cezası ve adli para cezasıdır.
• Türkiye’de idam cezası 2002 yılında kaldırılmıştır. 1984’ten sonra hiçbir idam cezası infaz edilmemiştir.
Hukukun Uygulanması;
• Anayasa, Devletin temel kuruluşunu, işleyişini, iktidarın el değiştirmesini ve iktidar karşısında bireylerin özgürlüklerini düzenler.
• Şu anda geçerli olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1982 tarihlidir.
• 1982 Anayasası Danışma Meclisinin çalışmasıyla oluşturulmuş, 1961 Anayasası’ndan daha katı, otorite-hürriyet dengesi açısından daha otoriter bir içerik kazandığı, yönetime el koyan askerlerin bulunduğu Milli Güvenlik Konseyi tarafından yapılmıştır.
• 1982 Anayasa'nın Çağdaş batı demokrasilerinden uzaklaşma anlamına gelen bazı hükümleri, 1995 ve 2001 yıllarında yapılan kapsamlı ve önemli değişikliklerle kaldırılmış veya değiştirilmiştir.
• 1921 ve 1924 Anayasalarının yeni bir devletin kuruluşuna denk gelmesi, 1961 ve 1982 Anayasalarının ise ordu müdahalesi sonrasında yapıldığı göze çarpmaktadır.
• Kanun yapmaya yetkili tek organ, (TBMM) Türkiye Büyük Millet Meclisidir.
• Mevcut anayasaya göre TBMM’nin seçimleri dört yılda bir yapılır ve TBMM 550 milletvekilinden oluşur.
• Kanunların Oluşum Süreci Öneri (Teklif ya da Tasarı), Görüşme (TBMM), Kabul (En az 139 mv.) ve Onay (Cumhurbaşkanı)'dan oluşur.
• Bir kanun teklif veya tasarısının mecliste görüşmeye başlanabilmesi için, en az 184 milletvekilinin toplantıya katılmış olması gerekir.
• Kanunların yapılmasıyla ilgili olarak Kanunlar Mecliste toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile kabul edilir, Meclisin kabul ettiği kanunlar Cumhurbaşkanlığının incelemesine sunulur, Cumhurbaşkanı kendisine gönderilen kanunları 15 gün içerisinde inceleyerek kararını verir, Kabul oylarının sayısı (Anayasadaki ifadesiyle, üye tam sayısının dörtte birinin bir fazlasından) 139’dan az olamaz, maddeleri söylenebilir.
• Kabul edilen teklif veya tasarı, kanun ismini alır.
• Anayasa'da değişiklik teklifi ise en az 184 Milletvekilinin Genelkurul'la ilk görüşmesi sonrası 330 ila 366 Milletvekilince kabulünden sonra Cumhurbaşkanı tarafından halk oylamasına sunulmasıyla ya da üye tam sayısının üçte iki fazlası (367 ve üzeri) milletvekilinin kabulü durumunda ise değişikliği direk onaylayabileceği gibi yine halk oylamasına sunabilmesiyle gerçekleşir. İlk başta en az 330 Milletvekilinin teklifi kabulü görülmezse kanun değişikliği RED olur.
• Hukuk kuralları, hukuk, kanun ya da mevzuat olarak da isimlendirilen devlet tarafından çıkarılmış tüm kuralları kapsar.
• Hukukun kaynakları Asli ve Tali Kaynaklardır. Asli Kaynaklar Tüzük ve Yönetmelik gibi Yazılı ve Örf ve Adet gibi Yazılı olmayan kurallardan oluşur. Tali Kaynaklar ise Yargı kararları ve Bilimsel görüşlerden oluşur.
• Yargı kararlarına gerekçe olabilen her şeyin bir hukuk kaynağı olabileceğini söylemek mümkündür.
• Yaptırımlar sadece yargı organları tarafından değil idari makamlar tarafından da uygulanabilir.
• Yargılama ve yaptırımların hayata geçirilmesi, geniş anlamıyla hukukun
uygulanması’dır.
• Hukuk kuralları hiyerarşisi (Normlar Hiyerarşisi) Anayasa, İnsan Hakları Alanındaki Uluslararası Sözleşmeler (Temel hak ve özgürlükler alanındaki uluslararası antlaşmalar), Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnameler, Tüzük ve son olarak Yönetmelik olarak en en tepeden aşağıya olarak sıralanır.
• Kuralların oluşumu açısından altta kalan kurallar, üsttekilere büyük ölçüde bağımlıdır.
• Yönetmelikler; Başbakanlık, bakanlıklar veya kamu tüzel kişilerince çıkarılabilir.
• Tüzük, metninde yürürlük tarihi belirtilmemişse, Resmi Gazete’de yayımlandıktan 45 gün sonra yürürlüğe girer.
• Bir hukuk kuralının, o kuralı daha önceden yaratmış makam veya organ tarafından yürürlükten kaldırılmasına ilga adı verilir.
• Bir kuralın normlar hiyerarşisinde kendisinden üstte olan kuralla uyumlu olup olmadığının denetlenmesine İçerik denetimi adı verilir.
• Bir devletin hukukunun o devletin ülkesindeki olaylara ve kişilere uygulanacağını belirten ilke Mülkîlik ilkesidir.
• Uluslararası andlaşmalarla ilgili Usulüne uygun şekilde yürürlüğe girmiş bulunan uluslararası andlaşmalar kanun hükmündedir, Uluslararası andlaşmalar, devletler arasında veya devletler ile uluslararası örgütler arasında yapılan andlaşmalardır, İnsan hakları alanında taraf olunan uluslararası andlaşma hükümleri ile kanunların çatışması durumunda uluslararası andlaşma uygulanır, Uluslararası andlaşmaların anayasaya aykırılığı Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenemez ifadeleri kullanılabilir.
• Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi Bakanlar Kurulu'na aittir.
• Yorum teorileri, hukuk kurallarının anlamlandırılmasında temel ilkelerin geçerli olduğunu ortaya koymaya çalışırlar.
• Yorum Teorileri Sözel, Sistematik, Tarihsel ve Amaçsal olarak 4 gruptan oluşur.
• Hukuk kurallarının yorumlanmasında, kuralın yapıldığı dönemde, kural yapma faaliyetine katılanların ve o dönemdeki anlayışın dikkate alınması gerektiğini savunan yorum teorisi, Tarihsel yorum teorisi'dir.
• Hukuk kuralının hükme bağladığı durumlara bakılarak bu durumların dışındaki durumlar için aksi hükmün geçerli olduğu sonucuna varmaya Zıt kanıt adı verilir.
• Yürürlükten kaldırılmış bir kuralı nitelemek için Mülga terimi kullanılır.
• Hukuk kurallarının çatışması durumunda uygulanacak kuralın belirlenmesine ilişkin olarak Üstün bir norm ile alttaki bir norm çatıştığında üstün norm uygulanır, Aynı genellik derecesine sahip iki kanun çatıştığında yakın tarihli olan uygulanır, Biri genel nitelikli diğeri özel nitelikli kanun çatıştığında özel nitelikli kanun uygulanır, Kanun ile yönetmelik çatıştığında kanun uygulanır.
Hukuk Sistemleri ve Türk Hukuk Tarihi;
• Kıta Avrupası Hukuku ile Anglo Amerikan Hukuku, birincisi Roma Hukuku’na ikincisi içtihada dayalı, ancak her ikisi de Batı dünyasına ait hukuklar olarak ayırt edilebilir; Sosyalist Hukuk, mülkiyet rejimi farklı ve daha çok tarihsel bir hukuk uygulaması olarak görülebilir ve İslam Hukuku ise gerek Tanzimat sonrası Türk Hukuku’nu anlayabilmek gerekse Cumhuriyet Hukuku’nu önceleyen Osmanlı Hukuku’nun kendini meşrulaştırdığı dinsel çerçeveyi kavrayabilmek bakımından anlam taşıyacak 4 kümeden oluşan Hukuk Sistemleri'dir.
• Yargısal örnek kararların ana kaynak olduğu İngiliz Hukuku gibi bir hukuk kültüründe hukuki akıl yürütme ve kanıtlama örnek olayları kullanırken, temel kavramların kurucu nitelik taşıdığı Kıta Avrupası hukuklarında hukuki akıl yürütme ve kanıtlama genel kavramların özel durumlara uyarlanmasına ağırlık verecektir ifadesi Kıta Avrupası ve İngiliz hukuku Hukuk teknikleri yönünden karşılaştırmaktadır.
• Gaius’un Institutiones’i hakkında Gaius’un Institutiones’i, kişiler (personae), fleyler (res) ve davalar (actiones) olmak üzere üç bölümdür, Corpus Iuris Civilis’te yeralan Institutiones’lere de kaynaklık etmiştir, Yapıt hukuk kurum ve kavramlarını genelden özele gidecek şekilde ortaya koyar ve Günümüze intikal etmiştir diyebiliriz.
• Özgür bir kimsenin Roma Hukukuna göre hak sahibi olabilmesinin koşulu Aynı zamanda vatandaş olmasıdır.
• Pandekt Hukuku kavramı Roma Hukukunun Almanya’da geçerli olduğu bölgenin ve zamanın gereklerine göre düzenlenmiş halidir olarak açıklanabilir.
• Equity hukukunu Common Law uygulamalarının aşırı biçimciliğinin adalet arayışını karşılamadaki yetersizliğini giderme gereksiniminden doğmuştur ifadesiyle açıklayabiliriz.
• Amerikan hukukunun Batıya göç hareketi, hukuksuz bir toplumsal yaşam biçiminden hukuki bir yaşam biçimine geçişin yegane modern örneği olması özelliği onun modern hukuk tarihindeki özel yerini vurgular.
• Sosyalist toplum ilişkilerinin oluşturulması için araçsal bir değer taşıyan hukuka ilgililerin itaati Sosyalist Yasallık sosyalist hukuk ilkesinin içeriğini oluşturur.
• Bir ülkede dağınık halde bulunan hukuk kurallarının ait oldukları hukuk dalına bağlı olarak derlenip sistemli bir bütünlüğe kavuşturulması etkinliğine Tedvin adı verilir.
• Fıkıhın insanlar arasındaki doğumdan ölüme her tür ve düzeydeki ilişkilerini inceleyen bölümüne Muâmelât adı verilir.
• Türkiye Cumhuriyeti’nin 1926’da İsviçre Medeni Kanununu benimsemesinin (iktibasının) amacı en iyi Bağımsızlık ve modernleşme kavram çiftiyle ifade olunabilir.
Yargı Örgütü;
• 1 Kasım 1998 tarihi itibari ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin tek yetkili organ olması ve tam zamanlı çalışması esası benimsenmiştir.
• Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin temel amacı insan haklarını ve temel özgürlüklerini korumak ve geliştirmektedir.
• Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Organları Genel Kurul, Komiteler, Daireler ve Büyük Daire'den oluşmaktadır.
• Türk Hukuku’ndaki yargı kolları Adli Yargı, İdari Yargı, Anayasa Yargısı, Askeri İdari Yargı, Askeri Ceza Yargısı, Mali Yargı ve Uyuşmazlık Yargısı şeklinde sıralanabilir.
• Adli yargı kolunda görevli mahkemeler Bölge Adliye, Hukuk, Ceza ve Yargıtaydır. Çocuk ve Tüketici mahkemeleri de yine bu kolda görevli mahkemeler tarafından bakılmaktadır.
• Bir kanun hükmünde kararnamenin Anayasaya aykırı olması nedeniyle açılan iptal davasına Anayasa Mahkemesi tarafından bakılır.
• Asliye ticaret, Tüketici, Sulh hukuk ve Aile mahkemeleri Adli yargı kolunda yer alan hukuk mahkemelerindendir.
• İdari yargı kolundaki en üst mahkeme Danıştay'dır.
• İdari yargı kolunda görevli mahkemeler İdare ve Vergi Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri ve Danıştay'dır.
• İcra mahkemeleri Adli yargı kolundaki özel hukuk mahkemeleridir.
• Her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine yahut kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalara İdare Mahkemesi tarafından bakılır.
• Birden fazla hakimden oluşan ve heyet halinde çalışan toplu mahkemeler arasında Ağır ceza, İdare, Bölge adliye ve Danıştay mahkemeleri yer alır.
• Adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmekle görevli ve yetkili yüksek yargı merci Uyuşmazlık Mahkemesidir.
• İdari yargı kolunda, birden fazla idare veya vergi mahkemesi kurulduğu takdirde, bu mahkemeler arasındaki iş bölümü Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu merciler tarafından belirlenir.
• Askeri mahkemelerce verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararları inceleyip karara bağlamakla görevli yüksek yargı organı Askeri Yargıtay'dır.
Hukuk açısından başlıca verilebilecek maddeler tabi ki bu kadar değil ancak oldukça uzun ve en kapsamlı diyebileceğimiz bir konu olduğundan bir başka başlık altında tekrar değerlendirmek açısından konularımızı takip etmenizi öneririz.
Şimdilik herkese barış dolu günler dileyelim.
FutureLifeBox
4 Aralık 2014 Perşembe
Herkes için Bir Hukuk
Etiketler:
Anayasa
,
Butlan
,
Cebir
,
Cebri İcra
,
Ceza
,
Devlet
,
Din
,
Hiyerarşi
,
Hukuk
,
Hukuk Kuralları
,
Hukuk ve Medya Hukuku
,
Kanun
,
Kural
,
Mahkeme
,
Mutlak Butlan
,
Norm
,
Örf
,
Tazminat
,
Türk Kanunu
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder