6 Aralık 2014 Cumartesi

Dilleri Türkçe'ydi Geldikleri Kültürü de Unutmadılar!

En son belki de okulda gördük Türk Dilini, tarihini veya bilgisini. Malesef dilin edinilişi ve işleyişi ile ilgili bildiklerimiz gerçekten son derece yetersiz kalmakta. Hatta biz de Türk Dilini konu olarak bloga eklemeye bir önceki Haberi de Yazmanın Teknikleri Olacaktı Tabi başlıklı yayınımızda karar verdik. İyi de yapmışız...
Her gelen yeni nesil modernleşen teknolojiyle belkide günümüze, tıp uzmanı olmayan birinin hastaya tanı koymaya kalkışması ve ameliyata girmesi gibi yeni kullanım karakterleri, ses tonları ve sözcükler kattı bilmeden iletişime ve kök kültürümüze ne kadar büyük yanlış yaptığını bilmeden ya da umursamadan belki de istemeden, fark etmeden. Oysa o bizi biz yapan bir unsurdur. Düşünürler ve bilim insanlarınca binlerce yıldır yapılan çalışmalara hatta bir düşünürün dediği gibi Doğal olan kadar tehlikeli hiçbir şey yoktur saptamasına çağımızda yaygın dil kullanımı yanlışlarıyla bir başka yanlışların doğmasına yol açmak ve destek olmak istemeyiz öyle değil mi?
Biz de bunlara istinaden bir hatırlatma yapalım istedik ve ufak başlıklar altında bazı maddeleri sunalım dedik;

Dil;
• Dille ilgili yargılardan Dillerin zamana, coğrafyaya ve toplumsal katmanlara
göre dallanır olması bilimsel bir yargıdır.
• Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal hissin gelişmesinde başlıca etkendir yargısı Dil ile düşünce ve duygu arasında çok yakın bir ilişki vardır, Dil ile etnik ve ulusal kimlik arasında güçlü bir nedensellik ilişkisi vardır, Ulusal bütünlük için resmî dilde bağdaşıklık (homojenlik) önemlidir ve Diller, yabancı dillerin boyunduruğu altına girmemelidir ifadelerini içerir.
• Ölçünlü dil bir siyasal coğrafyadaki değişkelerin üstünde, ortak anlaşma aracı olarak kullanılan değişkeyi ifade eder.
• Çalışma dili uluslararası bir kurum veya kuruluşta faaliyetlerin yürütülmesinde ortak anlaşma aracı olarak kullanılan dildir.
• Bulgaristan’da konuşulan Türkçe yerli azınlık dilidir.
• Farsça bir Hint-Avrupa dili olmasına karşın, cümle ögelerinin dizilişine göre Özne-Nesne-Yüklem dilidir.
• Dünyada en çok ana dili konuşuruna sahip dil Çincedir.
• Arapça-İbranice aynı dil ailesinde yer alır.
• Türkiye Türkçesi, Türkmence, Azerice ve Gagauzca birer Oğuz dilidir.
• Türkçe ile ilgili En geç sekizinci yüzyıla uzanan yazılı geleneğe sahiptir, Sondan eklemeli bir dildir, Köken bakımından Altay dilleri grubunda yer
alır ve Ölçünlü dilin yanı sıra, birçok bölgesel ve toplumsal değişkeden oluşur ifadelerinin tümü söylenebilir.

Dil Kültür İlişkisi;
• Kültürle ilgili olarak, Kültür, bir topluluğu, bir cemiyeti millet yapan,
onu diğer milletlerden farklı kılan hayat tezahürlerinin bütünüdür, Kültür, insanların kendi yarattıkları, kabul görmüş toplumsal davranışları içine alır, Kültürel ögeler, bir insanın yaşamında miras edindiği, babadan oğula geçen maddi veya manevi ögelerden oluşur ve Toplumlar çeşitlendikçe ve aynı toplum içinde kurumların işlevleri farklılaştıkça ve çoğaldıkça, çeşitli kültür düzeyleri de ortaya çıkar yargılarının tümünü söyleyebilmek mümkündür.
• Kültürü oluşturan ögeler arasında Dil, El sanatları, İnançlar ve Yöresel kıyafetler yer alır.
• Geleneksel el sanatları maddi kültür ögelerinden biridir.
• Ahlaki değerler manevi kültür ögelerinden biridir.
• Türk kültür tarihinin dönüm noktaları arasında Eski Uygur Türklerinin Maniheizm ve Budizm dinlerini kabul etmeleri, 10. yüzyılda Karahanlıların İslamiyet’i kabul etmesi, 18. yüzyılda Batı kültür ve medeniyet dairesinin
örnek alınmaya başlanması ve Cumhuriyetin kurulması yer alır.
• Başka kültürlerle etkileşim, Ekonomik değişmeler, Tercüme faaliyetleri ve Sosyo-politik değişmelerin  kültür değişmelerine yöneltici etkisi olduğu söylenebilir.
• Telemak, Maytrisimit, Altun Yaruk ve Seküz Yükmek başka dillerden Türkçeye çevrilen eserlerdendir.
• Dil ve kültür arasındaki ilişkiye dair Dil ve kültür arasında, birbirini yaratma, birbirinin varlığına ve devingenliğine kaynak ve ortam oluşturma yönünde organik bir ilişki bulunur, Dil, sözlü ve yazılı kültür ögelerini yaratır, Dil, kültürel ögeleri sonraki nesillere taşır ve Bir toplumun kültürü, gizli bir toplumsal sözleşme ve örtük kurallar bütünü oluşturarak o toplumun dil ve iletişimi üzerinde etkili olur ifadeleri söylenebilir.
• Kültürler bazı kavramların konuşulmasına izin vermedikleri durumlardaTabular ve örtmece sözler ortaya çıkabilir.
• Dil ve toplum arasındaki ilişkiyle ilgili olarak Dil, bilişsel olduğu kadar toplumsal da olan bir olgudur, Toplumsal unsurların dil kullanımı üzerindeki etkilerini 'toplum dilbilim' inceler, Toplumsal kimliklerimiz konuşmamızı etkileyebilir ve Cinsiyet, toplumsal bir olgu olarak dil kullanımını etkileyebilmektedir ifadeleri söylenebilir.

Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri;
• Bugünkü bilgilerimize göre Türkler tarafından yazılan ilk Türkçe belge Çoyr yazıtıdır.
• Muhakemetü’l-Lügateyn’in yazarı Ali Şir Nevayi'dir.
• Yazmış olduğu hatıratıyla (anı), Türk nesrinin önemli örneklerinden birini bırakmış olan kişi Babür'dür.
• Kiril alfabesini kullanan ilk Türk soylu halk Çuvaşlar'dır.
• Latin alfabesine resmen geçiş tarihi 01 Kasım 1928 dir.
• Batı Türkçesinin ilk dönemi Eski Oğuz Türkçesi olarak adlandırılmıştır.
• Kamus-ı Türkî’nin Şemsettin Sami'dir.
• Yeni Lisan Hareketinin temel ilkelerinde Yazı dilini konuşma diline yaklaştırmak, Dilimizdeki Arapça ve Farsça gramer kurallarını kullanmamak, Tamlamaları Türkçe kurallara göre yapmak ve Yabancı kelimeleri Türkçedeki söylenişiyle yazmak vardı.
• Dil Encümeni adındaki komisyonun 20 alfabeyi inceleyerek belirlediği esaslara göre Çift harfler bulunmayacak, Millî bir Türk alfabesi olacak, Seslerin uluslararası değerleri değişmeyecek ve İşaretli harflere mümkün olduğunca az yer verilecekti.
• Birinci Türkoloji Kongresi Bakü'de yapılmıştır.

Ses Bilgisi;
• Ham sesin ötümlü hâle gelmesi ses tellerinin titreşimi sonucu gerçekleşen bir durumdur.
• Mitoloji, Çipura, Kupa, Manto ve Nihayet kelimelerinden sadece Nihayet kelimesi düz ünlülerin bulunduğu bir sözcüktür.
• Ses tellerinin titreşip titreşmemesi /z/ ve /s/ ses birimlerini ayıran etmenlerden biridir.
• v ünsüzü ‘diş-dudak, sürekli-sızıcı, ötümlü, ağız’ özellikleri taşımaktadır.
• Türkçenin ses özellikleri dikkate alındığında, Bugünkü, Yaprak, Çamurlu, Suna ve Meslek kelimelerinden sadece Meslek kelimesi yabancı kökenli bir sözcüktür.
• Şiir, İlim, Kalıp, Hamal ve Hani kelimeleri arasında sadece Hani kelimesi Türkçe kökenlidir.
• Yapmadı, Gülecek, Sen misin, Alır ve Bilmiyor kelimeleri arasında sadece Bilmiyor kelimesinde ‘ünlü daralması’ vardır.
• Urumeli, İstasyon, Grev, Şükür ve Yanlış kelimeleri arasında sadece Yanlış kelimesinde ‘kavuşak > kavşak’ örneğindekine benzer bir ses olayı vardır.
• Tarak, Gömlek, Balık, Çiçek ve Yapma kelimeleri arasında sadece Yapma kelimesinde vurgunun değişmesi sözcüğün anlamını da değiştirir.

Dilimiz çok ama çok önemli bir unsurdur. Herşeyin kökenidir diyebiliriz belki de, doğuşumuzun, yaşamımızın, kültürümüzün, geleneklerimizin. Her yer de karşımıza çıkar, tüm iletişim araçlarında, televizyonda, gazetede, internette, her yerde... Sahip çıkmamız ve zaman zaman hatırlatacağımız başlıklarımız olacak blogumuzda. Sizinde bizimle aynı fikire sahip olduğunuzu biliyor konuyla ilgili bir başka blog yazımızda tekrar görüşmek üzere diyoruz.




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder