15 Ocak 2015 Perşembe

Bu Hikayede Hangi Aşamaya Vardık, Bir Bakalım...

TRETMAN -  (Geliştirim)
Çekilecek filmin akışı, her görüntüsü bu evrede tasarlanır. Film öyküsünün çatısı olan öyküleme tretmanda kurulur.
Bizim bildiklerimizi seyircinin bilmediğini unutmayalım.
Örneğin Mehmet, para kazanmıyor, çalışmıyor, içki içiyor, sürekli sarhoş. Neden? Biz nedenini biliyoruz. Seyirci bilmiyor... Bilmediği için adama sinir oluyor. Oysa içmeden önce, neden içtiğinin çok az da olsa ipucunu verse... Eve parasız dönmeden önce bir iş yerine alınmadığını nazikçe ya da tekme tokat, görsek... Neden iş başvurularının kabul olmadığını... Önceleri rüşvet olayına inanmayan esnaf ona belli etmese de bu nedenle iş vermiyordur. Sonraları Mehmet'in masum olduğunu anlamaya çalışmışlardır ama artık Mehmet bu defa da alkolün esiri olmuştur...  gibi.
-Yazılacak sahnenin önce ne anlatacağı belirlenir. Bu sahne neyi getirecek, amacı ne?
Kavga mı? Çatışma mı? Sevgi mi? Bağışlama mı? Saldırı mı? Kuşku mu?
Sonra ki aşama nasıl?... sorusu sorularak o sahnenin algısal değerleri ortaya çıkarılır. Nasıl bir kavga? Nasıl bir sevgi? Nasıl bir çatışma?
Hemen peşinden  Ne gerekiyor? sorusu gelir.
Durumu yaratan güçler nelerdir?
Kişilerin toplumsal durumları nelerdir?
Olayın geçtiği mekanların özelliği nelerdir?
Hangi mevsim ve o sahne hangi günün hangi zamanıdır?
Kişilerin kültürel ve çevresel özellikleri açısından duygularını açıklamalarındaki tavırları nelerdir?
Yani kişilerin kendine has özellikleri belirtilir. Çevre özellikleri ortaya konur. Ana ve yan devinimler (action) düzenlenir. 
Tretmanda sahnenin içeriğini ortaya koyan önemli diyologlar yazılır.
Örneğin; Mahalle kahvesinin önünden geçerken, mahallenin çapkın delikanlısı Kamil, Vehbi Bey'e “Kaçırıyorsun gül gibi kızı, aç gözünü” diye seslenir.
Öyküyü bilmeyeler bu diyoloğun Neresi Önemli? diyebilir. Öyküyü okumuş olanlar ise  mahallenin çapkın delikanlısının, Vehbi’ye “Gül gibi kızı kaçırıyorsun” demesindeki önemi hemen kavrar elbette. Çünkü delikanlı o güzel kızı hamile bırakmıştır ama ona nikah yapamayacaktır. Kıza nikah yapacak bir kurban olarak Vehbi ‘yi gözüne kestirdiğini, güzel kız ile anlaşmış olduğunu bu diyologdan anlarız.
Tretmandaki her anlatım, filmdeki görüntülere uygun olacak biçimde yazılır.
Vehbi aynı bahçe içinde sonradan ikiye ayrıldığı belli olan eski bir evin önüne gelir. Tahta bahçe kapısını ittirerek açar ve içeri girer. Bahçede Hanife çamaşır asmaktadır. Kız Vehbi'yi görünce gülümser hemen gömleğinin göğüs hizasındaki bir düğmeyi açarak, eteklerini baldırlarına doğru sıyırarak, yerde duran leğene eğilir. Tahrik edici tavırla yıkadığı iç çamaşırının suyunu sıkar, silkeler, özenle ipe asarken işveli tavırla Vehbi'yi süzer.
Tretmanda geniş zaman kipiyle yazılır.
yapar, eder, gelir, gider, açar, kapar, sarılır, sırıtır gibi...
-Sahne başlığı: Sahnenin nerede, ne zaman çekileceğini belirtir.
(Yani yönetmen kamerayı nereye koyacağını sahne başlığına bakarak tespit edebilmelidir). Ve "S" Büyük harflerle yazılır.

Örnek;
S-1           DIŞ                       CEMİL EV - TERAS      GECE
Ya da
S-2    İÇ                         CEMİL BÜRO            GÜN

-Sahne numarası yazma zorunluluğundaki amaç, filmin kaç sahnesi olduğunun, kaçıncı sahnede olunduğunun bilinmesidir.
-Mekan belirtmek, Çekimin nerede yapılacağının anlaşılmasıdır. Mekan belirtmedeki yanlışlar çekimlerde çok ciddi sorunlar çıkarır. Mekanların doğru yazılması  bütün sahnelerin çekim yerlerini programlamada kolaylık sağlar. Yapımcının bize “A mekanında da yapabileceğimiz bu sahne de nereden çıktı”  diye sormasını istemeyiz değil mi? Yapımcıya bir masraf daha çıkarmaktan her zaman kaçınmalıyız.
Örneğin;
Aynı mekan için bir sahne önce
Gülsüm İşyeri - oda
Birkaç sahne sonra
Kültür Merkezi - sınıf
Gülzade apartman dairesi - salon
Birkaç sahne sonra
Gülzade yalı dairesi - oda
... dersek sahne mekan hesabı yapan prodüktör bir yalı bir de apartman dairesi kiralamıştır...
Şu hataya da düşmemeliyiz;
GÜLZADE EV  diye tanımladığımız bir yeri daha sonra
G-DİNÇER EV diye tanımlarsak
Ya da
GÜLZADE DİNÇER APARTMAN diye tanımlarsak yoğun tempo ile çalışan teknik ekibin ağzına geleni söylemesine sebebiyet vermiş oluruz.
Ayrıca başlıkta belirttiğimiz üçüncü detay çekimin belirtilen mekanın neresinde yapılacağıdır.
Örneğin;
GÜLZADE EV - MUTFAK
-Sahne başlığında zaman gösterimi, Filmin çekim zamanı açısından önemlidir.
GÜN - GECE - GÜN DOĞUMU - GÜN BATIMI - SABAH - AKŞAM ÜSTÜ
-Kişi adları, Çekilecek filmin o sahnesinde bulunan karakterleri tretmanda yazmamız gerekmez, senaryodaki sahne başlıklarında belirtmeliyiz.
S-1    DIŞ    GALATA KÖPRÜSÜ    GÜN    RUTKAY - KENAN - SUNA
-Görsel anlatım (oyuncu yönelimleri), Tretmanda da senaryoda da görsel anlatımda, görsel oluşumla bağlantılı olmayan açıklamalardan sakınmalıyız.
Örneğin, Kendini yitirmişcesine, çılgınca musluğu sökmeye çalışır Rutkay. Suna bütün duygularını bastırarak pencereden dışarı bakmayı sürdürür.
Bu cümleyi kolaylıkla görsel anlatıma getirebilirsiniz.
Rutkay güç harcayarak musluğu sökmeye çalışır. Suna sinirli, pencereden dışarı bakar.
-Kamera yönelimleri, Zorunlu olmadıkça teknik bilgileri yazmamalıyız. Yönetmenin işine karışmamalıyız ve onun kafasında kurduğu film imajını zedelememeliyiz.
Örneğin, Koridor boyunca yürüyen YAKIN ÇEKİM AYAKLAR... Köşeyi dönene dek ayakları İZLERİZ.
Bunun yerine
Koridor boyunce yürüyen AYAKLAR
Köşeyi döner
Yazabiliriz.
Gözlerini kapatıp okuduklarınızı görsel düşünürseniz bu anlatım açıkça yazılmayan bir yakın çekimdir.
-Konuşma örgüsü (diyalog); Konuşma örgüsü mesela; Tretmanda “Rutkay ve Suna aynı anda konuşurlar” diye yazarız senaryoda bu RUTKAY - SUNA “bekle - dur - gitme - geç kaldım - görüşürüz - güle güle” şeklinde yazılır.
-“Sürdürür” kullanımı,  kimi görsel yönelimlerden sonra, aynı kişi konuşmasını sürdürürse kişi adından sonra “sürdürür” yazılır. Aksi durumda ikinci kişinin tepki verdiği sanılır.
Örneğin;
                                             RUTKAY
                                             “Dönemeci döndüğünde arabaya ateş edeceğiz.”
Parçalanarak açılan kapıdan giren Komiser Kemal anlamlı anlamlı bakar.
                                             RUTKAY (KONUŞMASINI SÜRDÜRÜR)
                                             Kemal Bey.............

-Konuşma örgüsünün devinimle ayrılması, Kişi konuştuğu anda arada bir dış devinim varsa ve kişi konuşmasını sürdürüyorsa konuşma devinimle ayrılmış olur.
Örneğin; Rutkay ölüm yatağındaki sevgilisin başında konuşurken odaya hemşire girer ve serum lastiğini ayarlar.
                                               RUTKAY
                                               Bu benim taçlandırılan başarım olacak.
                                               Yaşamdan yaşama,
                                               Ruh bedenden bedene geçtiğinde,
Bu sırada Hemşire içeri girer.
Üzgündür.
                                              RUTKAY (sürdürür)
                                              Ölüm korkusu olmayacak...
                                              Yeneceğim evreni.
Hemşire serum şişesinin
hortumunu ayarlar.
                                               RUTKAY  (sürdürür)
                                               (içini çekerek) Niçin olmuyor, Niçin?
                                               (masada yatan kıza bakar) Zavallı Suna.        
                                               Aşkım.

-Genişletme (sahnede görülmeyen kişinin konuşmalarının gösterimi); Sahne içinde olan ama kameranın görüş alanı dışında yer alan kişinin konuştuğu yere çerçeve dışı kısaca (Ç.D) deriz.
                                                   SUNA  (Ç.D)
                                                   Aman allahım bu da ne?
Suna elinde bir silahla görüntüye girer.
                                                 SUNA (Sürdürür)
                                                 Rutkay... Yoksa ... Bu silahı çeyiz  
                                                 sandığıma sen mi koydun?
                                                 Bir haltlar karıştırdığını tahmin ediyordum.
Tretmanda bu sahneyi; “Rutkay pencereden dışarı bakarak çay içerken Suna’nın sesini duyar. Elindeki silahı sandığa kimin koyduğunu sorar” diye  yazarız.
Bu sahneyi görüntü üzerine konuşma şekli ile de yazabiliriz...
-Görüntü üzerine konuşma, Kişi görüntüde değildir ama sesini duyarız ve sesi bir görüntü üzerine düşmektedir.
-Telefon, televizyon ve radyo konuşmalarının gösterimi, Eş zamanlı ama değişik mekanlardaki kişiler aynı anda verilmek istendiğinde sahneler arasına  ARA ÇEKİM (intercut)  yazılır.
S-4  DIŞ        DENİZ KENARI           GÜN
                                                   RUTKAY (telefonda)
                                                   Borcumun faizini ay sonunda getireceğim.
                                                                                    ARA ÇEKİM
S-5  İÇ     ANTİKACI DÜKKAN SALON        GÜN
                                                   MAHİDE
                                                   Bekleyemem...
                                                                                      ARA ÇEKİM
                                                   RUTKAY
                                                   Gerçekten ciddi bir sıkıntım var... Sorunu mu?
                                                                                     ARA ÇEKİM
                                                   MAHİDE
                                                   (sözünü keser) Bu piyasada senin 
                                                   gibilerini çok gördüm...
                                                                                      ARA ÇEKİM
                                                   RUTKAY-
                                                   Lütfen bana zaman tanı diyorum sana...
                                                                                      ARA ÇEKİM

Sesler televizyondan ya da radyodan da gelebilir. O zaman telefondan yerine televizyondan, radyodan yazarız.
                                                        SİPİKER - (TV den - RADYODAN)
                                                        Dinçer holdingin iflası hükümet  
                                                        yetkililerini tedirgin etti.                                                       
Gördüğünüz ve işittiğiniz gibi yazın.
Dinçer ailesi yeni evine taşınmıştır. Burası şehirden uzak sakin bir yerde tuğla duvarlı bir evdir. Taşınırken kimse onlara yardım etmemiştir.
YANLIŞ ANLATIM
Dinçer ailesinin evinin dıştan nasıl göründüğünü, bu eve nasıl taşındıklarını, onlara hiç kimsenin yardım etmediğini nasıl gösterilecek? Seyirci tretmanı okumayacağına göre...  Halbuki,
Yüksek tuğla duvarları olan akasya ağaçlarıyla kaplı geniş bahçenin içinde büyükçe bir ev. Geri planda yeşil dağlar. Mutfakta bazıları açılmış koliler (yeni taşınmışlar ama henüz yerleşmemişler).
-Sahne geçişleri, Tretmanda ve senaryoda her sahnenin bitiminde geçiş yöntemi yazılır. 
Kesme (Cut to) - bir sahneden diğerine geçmekte yararlanılan ve çok kullanılan olağan geçiş yöntemidir.
Çevrinme (Pan to) - Kamera başının yatay olarak sağa sola çevrinmesidir.
Örneğin yoldaki ışıktan karşıya geçecek olan kişi araba gelip gelmediğini anlamak için sağa sola bakar. ÇEVRİNME de aynen bu şekildedir. İzleyicinin bakış açısını sağdan sola, soldan sağa devindirir. Sağ tarafta çekim yapıyoruz ve bir çevrinme ile sol tarafa geçiyoruz... Sağ taraftaki varlıkların hepsini sol tarafta görürüz.
Yatay çevrinmede ise,
Kamera bir olaydan diğerine çok hızlı çevrinir. Çerçevedeki kişiler ve nesneler çok çabuk yer değiştirir ve belli bir hızdan sonra gittikçe bulanıklaşıp artık ayırt edilemez olurlar.
Açılma (Fade in) - Kararma (Fade out) - Her senaryo genellikle AÇILMA ile başlar KARARMA ile biter. Açılma - tamamen siyah olan çerçevenin yavaş yavaş görüntü ile birlikte aydınlanmasıdır.
Kararma - açılmanın tersi yani Görüntünün yavaş yavaş kararak yok olmasıdır.
Genellikle Televizyon dizi ya da filmlerinde reklam konulması düşünülen yerleri belli etmekte de  kararma ve açılma yöntemi kullanılır.
Parlama (match cut) - Görüntünün bir flaş gibi parlayarak yitmesi ve yeni görüntünün başlaması.
Geçme - Zincirleme (mix - Dissolve) Görüntüdeki resim, belirginliğini yitirirken sonraki resmin belirginleşmesidir.
Bindirme (Süperimpose) Görüntünün üzerine başka görüntünün bindirilmesi. 

Silme, netlik bozma, netleşme gibi daha çok fazla geçiş yöntemleri var ama biz KESME dışında  geçiş yöntemi kullanmamaya gayret edelim... Herkes bunu tercih ediyor çünkü.
Sonuç olarak senaryo yazımında öyküleme (dramatik yapı) kurulurken baştan sona gözetilmesi gereken en önemli öğe (devinim) aksiyondur. 
Aksiyona biçim veren bir ana tema çerçevesinde düzenlenen, öykünün birliğini tutarlılığını ve izleyici ilgisini baştan sona uyanık tutulmasını sağlayan ise olaylar örgüsüdür.

Dramatik yapıyı oluşturabilmeniz için size son bir hatırlatma;
Öykülemeyi oluştururken ileride sorunlarla karşılaşmamak için aşağıdaki soruları kendinize sorarak verdiğiniz cevaplar ve açıklamalarla çalışmalarınızı yönlendirin.
-Bütün sahneler, anlatım ve konuşmalar mantıksal olarak ana temaya bağlı mı?
-Karakterimiz kişiliğini anlatmıyor, tavırları ve yaptıkları ile kanıtlıyor ise...
-Sahnelerim başı ve sonu belirlenen ana çerçeve içinde gereği gibi düzenlendi mi?
-Öykünün ileriye doğru bir gelişimi var mı?
-Varsa bunu koruyor mu?
-Konuyla ilgili ip uçları birbirine bağlanmış mı?
-Kimi sahneler atlandığında, yoklukları senaryonun bütünü içinde fark edilir mi?
-Olaylar dizisi (giriş, devamlılık, çatışma, bunalım, doruk nokta ve bitiş) ve kişiler uyum içinde mi?
-Olaylar dizisi gizemli duruma geldi mi?
- İzleyici “ne olacak” diye merak etmeye başladı mı?
- Öykünün kendi içinde bir havası var mı?
-Ana kişinin çözeceği bir sorun var mı?
-Karşıt kahraman var mı?
-Ana kişi ve karşıt kahraman arasında çatışma gerekiyor mu?
-Aksiyon var mı?
- Kişilerin olaylara giriş ve çıkış nedenleri belli mi? Mantıklı mı?
-Olay dizisinde kimi kişileri birden çıkıp, “geçiyordum uğradım” gibi yüzeysel değil, kişinin aniden gelişinin sebepleri olmalı. Var mı?
-Olay dizisinde birden ortadan kaybolan kişinin, önceki bir yerlerde ortadan yok olacağı hazırlandı mı?
-Rastlantılarda çelişki var mı?
-Değişik mekanlar var mı?
Bunlara “evet” dediğinizde yazacağınız senaryo ile mutlaka film festivallerinde bir ödül alacaksınız.

KONUŞMA ÖRGÜSÜ (DİYALOG)
Dramatik sanatlarda kullanılan dil, konuşma dili ile yazı dilinden farklı bir dildir.
Özakman derki, “Konuşma dili gibi dağınık ve savruk, yazı dili gibi çok düzenlidir. Konuşma dili özenle düzenlenmiş, çok amaçlı, kendine özgü teknik yanı ağır basan bir dildir. Bu türden diyolog yazmak bir hünerdir. Senaryolar genellikle konuşma örgüsüne ağırlık verilerek yazılır.  Bir film ise görülmek zorundadır.

Yazarken kendimize sormamız gereken soru şu; Öykü anlatıcım var ama bu anlatıcının anlattıklarının, izleyicinin görmesine yararı olacak mı? Yani senaryo yazarı filmin gerektirdiği anlatım içinde kalarak, günlük konuşma içinden en uygun tümceleri seçip ayıklayarak, bayağılıktan, yapaylıktan kaçınarak , anlamlı ve ekonomik bir biçimde yazmalıdır konuşma örgüsünü. Konuşma örgüsüne yani diyoloğa fazla yüklenirsek görsel anlatım geri planda kalır.

Alfred Hitchcock derki “Bir film yazarken olanaklar elverdiğince görsel olanı ön plana çıkarmalıyız.  Sinemada bir öykü anlatılırken ancak başka bir yol kalmadığında diyolog kullanılmalıdır.






Yazar Hakkında: MSA'nde katıldığı Film ve Senaryo eğitiminden, "Tülay Güneş"

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder