Tema;
Yani seçeceğimiz konunun duygu ve düşüncesi...
Her sanat ürünü gibi senaryo da bir düşünceyi, bir görüşü
yansıtmak, bir şeyler anlatmak amacıyla oluşturulur.
Tema öykünün temelini, bel kemiğini oluşturur.
Konu Belirlemek;
Senaryosu için öykü
arayışında olan yazar, etkilendiği bir yaşam öyküsünü kaleme alabilir ya da bir
yakınının yaşamı enteresandır. Hani hepimizin hayatı bir roman, bir film deriz
ya. Kısacası, Senaryosu için öykü arayışında olan yazarın, özellikle bolca
malzemesi olan ülkemizde gazetelerin üçüncü sayfasına bakması hatta çevresine dikkatle
bakması bile konu belirlemesi açısından yeterli olabilir.
Örneğin; "Bir kadın
köprüden denize bakıyor".
“Ee... Ne var bunda?” demeyin…
"Nasıl bakıyor?"
“Ee... Ne var bunda?” demeyin…
"Nasıl bakıyor?"
"Dikkatle."
"İntihar mı edecek?"
"İntihar mı edecek?"
"Galiba…
Düşünüyor."
Yazarlar çok meraklı yaratıklardır, daha yüzlerce soru pusuda beklermiş:
Yazarlar çok meraklı yaratıklardır, daha yüzlerce soru pusuda beklermiş:
"Kim bu kadın? Yaşı
kaç? Güzel mi?
Fakir mi?
Neden intiharı düşünüyor?
Nasıl bir kişilik kalabalık
bir köprüde kendisini denize atmayı nasıl düşünür?
Bu tür bir intihar biçimi
nasıl bir mesaj içerir?"
"Mesaj mı? Kime?" "Kocasına." "Anlar mı?"
"Mesaj mı? Kime?" "Kocasına." "Anlar mı?"
Bu kez benzeri sorular
kocası için soruldu,
KOCASI NASIL BİR ADAM DI?
…vs.
Yanıtlar bulundukça film
öyküsünün ucu göründü.
Kuşkusuz başka yazarların
elinde, o intihar başka türlü biçimlenecek, belki daha farklı kotarılacaktı...
Önemi var mı? Sizde bu sorulara yanıt verin bakın ne öykülerin temel
taşları atılacak. Bundan bir dram mı yoksa bir komedi mi çıkacak... Sorulara
verilecek yanıtlar bunu belirleyecek.
Kimine göre bu macera, bir kadınla çocukları ve kocası arasındaki ilişkiyi eksen alan bir öyküye vardı. Bittiğinde, her şeyi başlatan sahne, hikayede yoktu.
Kimine göre bu macera, bir kadınla çocukları ve kocası arasındaki ilişkiyi eksen alan bir öyküye vardı. Bittiğinde, her şeyi başlatan sahne, hikayede yoktu.
Kimine göre ise başka…
Ama asıl nokta şu: Derin sulara o biçimde bakabilecek bir kadının öyküsüydü bu.
Ama asıl nokta şu: Derin sulara o biçimde bakabilecek bir kadının öyküsüydü bu.
İşte, İnsan aklı binlerce görüntüyle doludur. Bunların herhangi biri bir film öyküsünü başlatmaya yeterli olabilir. Tek gereken, başlangıç için neyi seçeceğini, neye itaat edeceğini bilmek ve sabırlı olmaktır. İlk başta seçim kolay değildir elbet ama çok sağlam bir rehberi vardır; Yazarın kendisi... Yaşam ve yazar dünya güzeli bir çifttir, yaşam yazarı döller, yazar içindeki öyküleri doğurur. Aslında "yaratmak" sözcüğüyle kastedilen, keşfetmek, açığa çıkarmak, kayda geçirmektir.
Üstelik film öyküsü yazmanın
tek yolu, bir imgenin peşine takılıp narin bir kelebek gibi o daldan ötekine
uçmak değildir. Belirli bir tarif, bir sipariş üzerine öykü yazılabilir. Aslına
bakılırsa bu yöntem, endüstri için çok gereklidir. Çünkü sinema filmleri,
yapımcılar tarafından, seyirci için yapılır.
Uyarlama Öykü, bir sanat dalından (Romandan uyarlama, tiyatro oyunundan uyarlama) sinemaya uyarlama... Uyarlama yapma kolay gibi görünse de özgün öykü yazmaktan daha zordur.
Özgün Öykü, Film için özgün öykü, yazının sanatının gereğine değil,
sinemanın doğasına uygun olarak yazılan öykülerdir.
Yapımcı daha da enteresan bir yaratıktır, çünkü harcayacağı milyarların geri dönmesi kaygısını taşımaktadır. Film yapımı sırasında paranın her gün oluk oluk akıp gidişini izlemek, insanın ruhunu zedeliyormuş, öyle söylüyorlar, bu doğruysa yapımcı da kendince haklıdır.
Bu haklılığın bilinciyle bazen şöyle cümleler ediverir; "Brad Pit ve Angelina Joly için bir aşk filmi yazsana bana." Veya … ile … için bir film lütfen…
Ya da Şu romanı uyarla…
Ya da Maksim Gorki'nin “Ana” isimli öyküsünü Türkiye'ye adapte edelim. Fakat telif ödemek istemiyorum ona göre, öyle uyarla ki onun olduğu anlaşılmasın."
Nasıl yani?..
Öyle yani…
Hangi yöntemle yazılırsa yazılsın, neye hizmet ederse etsin, sonuç olarak öykünün, kimi özellikler taşıması gerekir. Şu soru önemlidir; bu hikayenin bir proje olarak değeri ne?
Dünyanın en güzel öyküsünü yazmış olabilirsiniz, bir proje olarak değeri azsa, filmin yapılabilmesi için para bulunamaz, hadi yapıldı diyelim, seyirci gelmez. Endüstri denen masal devi ise, seyirciyi getiremeyen projelerden hiç hazzetmez.
Sinema pahalı bir sanattır, o filme yatırılacak paranın ağırlığını senaristin duyması gerekir, her şey bir yana iki senaryosu iş yapmazsa, üçüncüsünü kimseye kabul ettiremeyeceği için.
Etkilendiğiniz herhangi bir şeyden hareketle senaryo yazmak şiirsel bir süreçtir, proje kavramını temel almak ise, mimari tasarımlara benzer. Kuşkusuz yaratıcı bir iştir ama yapılacak binanın öncelikle kimi ilkel gereksinimlere cevap vermesi gerekir. Dünyanın en güzel köşkünü, içine tuvalet koymadan inşa ederseniz neye yarar?
Öyle yani…
Hangi yöntemle yazılırsa yazılsın, neye hizmet ederse etsin, sonuç olarak öykünün, kimi özellikler taşıması gerekir. Şu soru önemlidir; bu hikayenin bir proje olarak değeri ne?
Dünyanın en güzel öyküsünü yazmış olabilirsiniz, bir proje olarak değeri azsa, filmin yapılabilmesi için para bulunamaz, hadi yapıldı diyelim, seyirci gelmez. Endüstri denen masal devi ise, seyirciyi getiremeyen projelerden hiç hazzetmez.
Sinema pahalı bir sanattır, o filme yatırılacak paranın ağırlığını senaristin duyması gerekir, her şey bir yana iki senaryosu iş yapmazsa, üçüncüsünü kimseye kabul ettiremeyeceği için.
Etkilendiğiniz herhangi bir şeyden hareketle senaryo yazmak şiirsel bir süreçtir, proje kavramını temel almak ise, mimari tasarımlara benzer. Kuşkusuz yaratıcı bir iştir ama yapılacak binanın öncelikle kimi ilkel gereksinimlere cevap vermesi gerekir. Dünyanın en güzel köşkünü, içine tuvalet koymadan inşa ederseniz neye yarar?
Bu yüzden yazar, bitirdiği
öykünün bir proje olarak değerini amansız bir sorgulamadan geçirmesi gerekir;
Bu fikirden bir senaryo olur
mu?
Nasıl bir film çıkar?
O filmi ben izlemek istiyor
muyum?
Birisi çekmek isteyecek mi?
Böyle bir filme, hangi
nedenle olursa olsun ihtiyaç var mı?
Yapımcı bu senaryoya neden
para yatıracak?
En vahimi; Seyirci neden bu filme gelecek?
En vahimi; Seyirci neden bu filme gelecek?
Seyirci dünyanın en güzel
köşkünde tuvalete gidecek olan kişidir. Onu tek ilgilendiren kendi ihtiyacıdır,
sıkıştığında estetik değerler umurunda bile olmaz.
Şimdi filmlerin üzerine kurulduğu, hikaye anlatımında yardımcı, küçük destek noktalarına göz atalım.
Bunca zaman sonra ressamların hala çiçek resmi yapmaları gibi yazarlar da hala dedektif hikayeleri, korku ya da aşk romanları yazıyorlar ve aynı şekilde sinemacılar hala aynı beş, altı hikayeyi çekiyorlar. Ama yine de hala karıştırarak, birleştirerek ya da değiş tokuş ederek sanat eserleri yaratılıyor. Yine de bu babadan kalma eski hikayelere çeki düzen vermenin çeşitli yolları var.
Şimdi filmlerin üzerine kurulduğu, hikaye anlatımında yardımcı, küçük destek noktalarına göz atalım.
Bunca zaman sonra ressamların hala çiçek resmi yapmaları gibi yazarlar da hala dedektif hikayeleri, korku ya da aşk romanları yazıyorlar ve aynı şekilde sinemacılar hala aynı beş, altı hikayeyi çekiyorlar. Ama yine de hala karıştırarak, birleştirerek ya da değiş tokuş ederek sanat eserleri yaratılıyor. Yine de bu babadan kalma eski hikayelere çeki düzen vermenin çeşitli yolları var.
İşte bu nedenle senaryo
yazarları ve yönetmenler, karakterleri seyredenlerin gözünde ete kemiğe
büründürmek, sinema dünyasını inandırıcı yapmak ve böylece filmin sonunu daha
tatmin edici kılmak için hikaye anlatma teknikleri kullanırlar.
Her
sanat dalı kişinin yalnızca tipik yönünü değil, karmaşık anlaşılması zor
kişiliği de yansıtmaya gerek duyar...
Önemli
yani baş karakterlerimiz ve yan karakterlerimizin boylarından huylarına kadar
isimlerinden mesleklerine kadar her şeyi bilmemiz gerekir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder